İslami ve insani değerler yönünde kişilik sahibi, şahsiyetli bir duruşa sahip, inandığı değerleri kurumsal meşvereti esas alarak toplumsal zeminde hayata taşıma azim ve kararlığında olan Anadolu Öğrenci Birliği, davası ve derdi olan, topluma söyleyecek sözü olan, ortak bir şuur ve birliktelik hukuku çerçevesinde yekvücut olmuş ancak farklılıkları zenginlik gören şahsiyet sahibi insanlar yetiştiren bir organizasyondur.
Hz. Âdem İle başlayan ve bizimle devam eden insanlığın nöbetini tutma geleneğinin temsilcilerinden biri olan Anadolu Öğrenci Birliği; yaşadığı coğrafyanın genç kuşaklarına umut olmak için kurulmuş ve hali hazırda bu umudu pratikte sergileyerek gençlerin iman ve irfan sathı mailinde şimdilerini ve geleceklerini kulluk ekseninde geçirmelerini sağlamak gayretindedir.
İnsanlığın tüm renklerine inanış tarzlarına saygın bir ruh haline sahip bir öğretinin müdavimleri olarak bizler, kula kulluğu reddeden yalnızca Allah’a kul olan, tevhid, adalet ve özgürlük savunucularıyız.
Mütevazı bir algı ve kişilikte hayatını idame ettirme gayretinde olan ve bu konuda “kurutulmuş et yiyen” bir kadının oğlu olan âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)’i rol model alan bir yapının gençlik örgütlenmesiyiz.
Nerede, hangi konumda olursak olalım, toplumun hangi kademesinde hayat sürersek sürelim her yerde ve her ortamda “emr-i bil maruf nehyi anil münkeri” önceleyen yani iyilikleri yaşamlaştırırken kötülüklerden içtinap eden bir karakterde duruşu, yaşayışı, deyişiyle İslam olan bireyler topluluğuyuz. Yaşadığımız coğrafyaya İslam’ın rahmetini ve bereketini celbettirecek eylemlere imza atmaya azmetmiş, iyilikleri yaygınlaştırarak aktif iyi olma cehdinde olan iman etmiş bir topluluğuz.
Hayatımızı idame ettirirken doktorluğumuz, mühendisliğimiz, öğretmenliğimiz, hemşireliğimiz hâsılı; unvan, etiket ve sahip kılındığımız tüm imkânlarımız daha iyi birer mümin kul olmamıza kapı aralamadır. Bizler, bu bilinçle hareket halindeyiz.
Şayet sahip kılındıklarımız bizi dünya yaşamında sorumluluklarımızı ifaya değil de ihmale sürüklüyorsa hem dünyada hem de ukbada kaybedenlerden olacağımızı biliyoruz.